Meditasyon hayatın kendisidir. Çaba gerektirmez, kendiliğindendir…
"Sessizce oturarak,
Hiçbir şey yapmayarak
Bahar gelir
Ve otlar kendiliğinden büyür…"
Meditasyonun özü budur. Zihnen ve bedenen hiçbir şey yapmadığın zaman, varoluşunla, basitçe ‘sen’ varsan işte meditasyon budur. Sessizce oturarak, hiçbir şey yapmayarak…
Rüzgârın sesini, yağmurun yapraklara gelişigüzel düşüşünü izlemektir bazen, dans etmek, kahkaha atmak, sevdiğine sarılmaktır bazen de… Basitçe varolduğun, zihnini ve bedenini aynı anda var edebildiğin tüm anlardır aslında. Günlük hayat içinde yaptığın pek çok eylem meditasyona dönüştürülebilir. Yeter ki farkındalık ile yap.
Zihnimiz ve bedenimiz çoğunlukla aynı anda olmaz. Bedenimiz hep "şimdi"deyken zihnimiz ya geçmiş hesaplaşmaları ya da gelecek hesapları içindedir. Yani geçmişle ilgili düşünceler veya gelecekle ilgili planlar yapan zihin hep anda yaşayan bedenle uyumunu kaybetmiştir. İkisinin aynı anda burada olduğu anlarda ise ahenkli, huzurlu ve rahatlamış hissederiz. Bazı insanlar bu uyumu yürüyüş yaparken yakalar, bazıları balık tutarken, yemek yaparken; hatta örgü örerken… İşte bütün bu anlar günlük hayat içinde meditasyon kalitesi içeren anlardır. Buna bir de farkındalık eklersek yaptığımız her ne olursa olsun meditasyona dönüşür.
Zihin bir makine gibi çalışır. Onun görevi düşünce üretmektir. Hiç durmadan yeni düşüncelerle bizi yaşadığımız andan uzaklaştırır, kontrolü ele geçirir. Oysa onun da dinlenmeye ve rahatlamaya ihtiyacı var. Meditasyonla onu dinlendirebilirsin. Böylelikle zihnini rahatlatır, kontrolü eline alır, hayatındaki gereksiz gerginliklerden kolayca kurtulabilirsin. Günlük hayatta yaptığın eylemleri meditasyona dönüştürmek bu açıdan çok önemlidir. Bedenin bir eylemde bulunurken zihnin farklı düşünceleri kovalaması verimliliğini ve gerçekliğini azaltır.
Zihin ve bedeninin aynı anda olmasını sağlamanın en güzel yollarından biri kahkaha atmak. Bu aynı zamanda en doğal ve kolay meditasyon hâlidir. Eğer insan gerçekten, içten gelen bir kahkaha atıyorsa o an düşünmüyordur. Kahkaha anında zihin düşünce üretmez. Eğer düşünüyorsa o kahkaha gerçek değildir.
Dans etmek de doğal meditasyon hallerinden biridir. Gerçekten, içten gelerek edilen dans anında insan hiç bir şey düşünmüyordur. İnsan dans ederken düşünemez, düşünürse dans edemez.
Bu yüzdendir ki attığımız her kahkahadan, ettiğimiz her içten gelen danstan sonra rahatlarız. Zihnimizi geçmiş veya gelecekten koparıp olduğumuz ana getirmiş, bedenimizle olan uyumu yakalamışızdır. Bu uyum da derin bir rahatlama ve mutluluk hissi verir. Bu hissi çoğaltmak için her şeyi farkındalık ile yapabilirsin. Attığın kahkahayı, ettiğin dansı bunun farkında olarak yaparsan günlük hayat içinde zihnine ufak molalar verdirmiş, onu rahatlatmış; kısaca meditasyon yapmış olursun.
O hâlde şunu söyleyebiliriz: Yaptığımız eylemlerin meditasyona dönüşmesi, zihnimizi ve bedenimizi uyumlamakla olur. Bunun için yapmamız gereken tek şey de zihni ve bedeni aynı anda var etmektir. Farkındalıkla, bilinçi bir şekilde kahkaha atmak, dans etmek, yürüyüş yapmak, yemek pişirmek, balık tutmak veya sadece oturup güneşin batışını seyretmek meditasyonun en doğal hâlleridir.
Var mısın şimdi kendi kendimize bir söz verelim? Meditasyona başlamak için en güzel yol kahkaha atmaksa, daha çok kahkaha atalım. Dans etmekse daha çok dans edelim. Güneşin batışını izlerken bunun fark edelim. Doğal olarak meditasyon hâline girelim, bu derin rahatlamanın farkındalık ile keyfine varalım, uyumu yakalayalım. Gerisi kendiliğinden gelecektir.
Commenti